acılır menu

2 Kasım 2015 Pazartesi

Havaalanında bir hafta

Alain de Botton'un hem bilgilendirici hem de kolay okunabilir olması çok hoşuma gittiği için denk geldikçe onun kitaplarını alıp okuyorum.

Kapak harika, üç boyutlu gibi
Havaalanında Bir Hafta merakla alıp okuduğum bir kitaptı. Fakat beklediğim tadı alamadım açıkçası. Bunun en büyük nedeni de havaalanında bir hafta geçirmenin Alain de Botton'un projesi değil de Heathrow havalimanı işletmesinin yeni açtığı terminalin pazarlama stratejisinin bir parçası olması. Proje olunca da doğal lezzetten uzakta bir ürün çıkmış fakat yine de keyifli.

Alain de Botton bu proje süresince havalimanında sınırsız izne sahip ve her yere girme şansına sahipmiş. Onun işi gözlemlemek ve yazmak. Kitabın bilmediklerimiz, görmediklerimiz hakkında daha çok bilgi vermesini beklerdim fakat yine de okumaya değer bir kitap benim gözümde. Zaten 112 sayfa ve yarısı resim. 2 saatte farklı bir dünyaya girip çıkabiliyorsunuz.

Uçakta verilen yemeklerin hazırlanışı, güvenlik, duty free mağazaları, havayolu şirketlerinin lounge'ları, bagajların yolculuğu gibi konular hakkında bilgilendiriyor ama kısa kısa. Diğer kitaplarında yaptığı kategorilerini burada daha geniş tuttuğu için takibi biraz zor geldi bana.

Alain de Botton'un sanki bir uzaylıymışcasına insanların doğal ortamlarında sergiledikleri davranışlarını izlemesi ve aktarması hep hoşuma gidiyor, belgesel izlermişçesine kitap okumak isterseniz  Alain de Botton okumanızı tavsiye ederim :)

Peki bu Michelin Yıldızı nedir?

1900 yılında yolda seyahat ederken kamyon şoförlerinin elinin altında yemek ve konaklama için bir rehber olsun demişler Fransa'da. Michelin hani şu lastik adam var ya işte o şirket bu rehberi hazırlayıp basmaya karar vermiş. Yani anlayacağınız günümüz Swarm ve Foursquare'inin Michelin müfettişleri tarafından yapılmış hali bu Michelin rehberi.

Michelin yıldızlı restoranlar sadece Michelin tarafından rehberi hazırlanan şehirlerde yer alıyormuş.

Bu Michelin rehberi zamanla bir prestij meselesine dönmüş. Kıyaslama varsa neler olmaz! Michelin pazarlama stratejisi olarak rehber bastı ve bir de ne görsün insanlar bu rehber için para vermeye bile başladı. Michelin'in lastik olarak prestiji sanırım rehberi kadar yüksek değil :)) Internet siteleri ücretsiz ama! Internet sayfalarından konaklama, gezilecek yer ve restoran tavsiyelerini inceleyebiliyorsunuz. Hatta Michelin Travel diye aplikasyonları da varmış.

Michelin Yıldızlı Restoranlar Haritası

29 Ekim 2015 Perşembe

Yurtdışından alınan Iphone garantisi muamması

3-4 yıldır Samsung cep telefonu kullanırken en son çıkan modellerini beğenmediğim ve yeni bir telefona ihtiyacım olduğu için Iphone 6s almaya karar verdim. Telefonumu ABD'den aldım. Iphone'u Amerika'dan almadan önce garantisi hakkında birçok araştırma yapmama rağmen çok net bilgilere ulaşamadım.
IPhone 6s oldukça şık

Türkiye Apple mağazasındaki uzmanlara danıştığımda da farklı yanıtlar aldım. En son Zorlu Apple'daki bir uzmanla konuştuğumda şu yanıtı aldım: Iphone'ununuzu Avrupa ülkesinden alırsanız garantide problem olmuyormuş yani bir problem olursa aynen Türkiye Apple'dan almışsınız gibi garanti kapsamında oluyormuş Iphone ve her türlü tamir, değişim yapılabiliyormuş. Fakat Amerika, Dubai ve Singapur'dan alırsanız garanti kapsamında olmuyormuş Iphone hatta ekstra AppleCare vesaire bile garanti kapsamına aldıramıyoramuş telefonu. Nedeni ne diye sorduğumda enteresan bir cevap aldım (aslında Apple'da çalışan birine de yakıştıramadım bu tarz yavan bir cevabı) Avrupa ve Turkiye için özel üretilen Iphone'ların dışındaki  telefonlarda Türk hükümetinin yasakladığı bir parça varmış onun için Apple Türkiye garanti kapsamındaki telefona hizmet veremiyormuş.

17 Eylül 2015 Perşembe

Ayvalık gezimden kısaca…

Ayvalık, en sevdiklerimden oldu hep…

En son ziyaretimin Eylül ayına denk gelmesi nedeniyle çok fazla kalabalıkla karşılaşmadığımdan Ayvalık'ı, Cunda'yı daha da severek ayrıldım.

Ayvalık'a her ne kadar her sene gitme niyetimde olsam da maalesef gerçekleştiremiyorum. Bu sene Edremit'e kalkan uçak sayısını ve fiyatları görünce eh gideyim bari bu sene dedim :)

Balıkesir - Edremit Koca Seyit Havalimanı'na İstanbul'dan Borajet, Anadolu Jet ve Pegasus uçuyor. Edremit Havalimanı Ayvalık'a 35-40 km uzaklıkta. Borajet'in Edremit havalimanından Ayvalık, Altınoluk gibi tatil bölgelerine ücretsiz servisi var. Borajet sitesinden ulaşabilirsiniz servis saatlerine.

Pegasus'un da Edremit havalimanından ücretli servisi var fakat Anadolu Jet'in servisi yok. Taksi ise yaklaşık 120 TL tutuyor.

Anadolu Jet ile uçacağımdan Edremit Havalimanı'ndan Ayvalık'a nasıl ulaşım sağlarım diye araştırmaya koyuldum fakat internetten çok net bilgiye ulaşamamıştım.

Deneyimlerim birilerinin işine yarayacaktır diyerekten paylaşmak istedim.

23 Haziran 2015 Salı

Japonya gezisi: akılda kalan 10

Japonya gezisinden döndüğümde Japonya'da ilgimi çeken, enteresan olan neler vardı diye kendime sorduğumda arda kalanları şöyle toparladım:

1) Kimono: Japon kültürünü tanımak amacıyla yaptığımız seyahatte günlük kimonosu ile alışverişe çıkmış teyzelere, gösterişli kimonosu ile şık restorana giden genç kadınlara rastlamak çok hoşuma gitti. Bindallısını giyen birisinin İstanbul'da şık bir restorana girdiğini hayal bile edemiyorum :)

Tokyo'nun şık semtlerinden Ginza'da kimonolu teyzeler

22 Nisan 2015 Çarşamba

New York'un gezi rehberi

New York hakkında gezi notu yazmak bütün dünya hakkında gezi notu yazmakmış gibi zor görünüyor gözüme. Çok büyük bir şehir ve ne odakla gittiğiniz çok önemli bu şehre.

Gezimizi planlarken nerelere gideriz diye araştırdığımızda o kadar çok mekan çıktı ki karşımıza, başetmesi zor göründü gözümüze. New York'u gezerken City Pass çok işimize yaradı, kuyrukta beklemeden canımızın istediği ve planladığımız yerlere çabucak girdik ve gezmeye daha çok vakit kaldı böylece. New York'a gitmeden önce internetten satın alarak kartlarımızı daha ucuza almış olduk, tavsiye ederim. Buradan siteye ulaşabilirsiniz.

New York'a ilişkin gezilecek yerler listesi yapmak zor.  Şehrin bir kalbi yok birkaç kalbi var...

1) Bir film stüdyosundaymışçasına sadece etraftaki insanları seyrederek de oldukça keyifli vakit geçirebilirsiniz. New York'ta geçen yüzlerce film izlemişsinizdir ve zaten tanıdığınız bir yerdesiniz hissini yakalarsınız. Plaza çalışanlarının şıklığına inanamazsınız. Vogue, Marie Claire dergileri aslında kimler için hazırlanıyormuş görebilirsiniz.

2) Plaza manyağı olabilirsiniz. Hatta gökyüzünü görmekte abartısız zorlanabilir ve plazaların gölgesinde yaz günü üşüyedebilirsiniz. Empire States Binası ve Rockefeller Plaza'nın tepesine çıkıp şehre bir de tepeden bakabilisiniz. Bu binaların 1930'lu yıllarda yapıldığını öğrendiğinizde 1929 buhranından sonra nasıl yaa diyebilirsiniz…

Empire State'ten gökdelenlere bakış

20 Nisan 2015 Pazartesi

Gezgin ve özgür ruhlara iyi gelecek: Hasan Söylemez'in Hayata Yolculuk kitabı

Bir gece vakti uykumun kaçmasıyla TV'de 3 Adam programında rastgeldim Hasan Söylemez'e. Olimpos'ta yaşadığı bir anıyı anlatıyordu. Evinin içine çadır kuran bir münzevinin hikayesini :) Dikkatimi çekti sohbet. Sonra yarın kitabımın imza günü var adı da Hayata Yolculuk falan diye anlatınca bu kitabı merak ettim.

Bir çırpıda okunacak bir kitap
Merakımın ana nedeni bisikletle yapılan bir Türkiye gezisini anlatmasıydı. Yazar bu kitapta öyle şurada kalınır burada yemek yenilir vs. anlatmıyorum Anadolu insanını anlatıyorum diyordu. Türkiye'nin bütün bölgelerine uğrayan bu gezginin gözlemlerini okumak hem de desteklemek amacıyla bu kitabı almaya karar verdim. Yazarın ismini programda duymamıştım, ilk defa yazarının adını bilmediğim bir kitabı almak için kitapçıya girdim direkt yeni çıkanlar kısmına göz attım ve kitabı aldım. Öğleyin başladığım kitabı bir oturuşta değil ama iki oturuşta gün biterken bitirdim.

Kitabı severek ve merakla okudum. Kitapta Anadolu'nun her bölgesinin birbirinden ne denli farklı olduğuna bir kez de Hasan Söylemez'den dinledim.

Doğu Anadolu bölgesinin gözden olduğu gibi gönülden de ırak tutulmasına ve 'gitme ölürsün' telkinlerine bir kere daha kızdım.

İnsanların kapılarına gelen misafire yaklaşımlarının bölgeden bölgeye nasıl değiştiğini tam da tahmin ettiğim gibi diyerek okudum. Yazarın başına gelen kötü olaylara şaşırmadım. Yazar bir tarafta Halil İbrahim sofrasında ağırlanırken bir tarafta bir kuru ekmeğin esirgendiğini anlatıyor kitabında.

Kitapta yazar Ege ve Trakya'da yaşadıklarını pas geçmiş oysa oraları da Karadeniz'de yaşadıkları gibi anlatsaydı Türkiye mozaiğini bize tam olarak gösterebilmesi adına daha güzel bir kitap olurdu.

Kitabı okurken birkaç filmi anımsadım.

Into the Wild filminden burada bahsetmiştim. Yazarın yolculuğa başlayışını okumaya başladığımda direkt McCandless geldi aklıma…Belki yazarın bisikletle yaptığı geziyi beş parasız yapması dışında fazla benzerlikleri yok.

Bir de Afganistan'da var olan bir geleneği öğrendiğim Lone Survivor (Son Kalan) filmi geldi aklıma . Film'de amerikalı asker Taliban'dan kaçarken bir Afgan köyüne sığınıyor. Afgan geleneklerine göre bir Afgan kendisine sığınan bir misafiri canı pahasına olsa da korurmuş. Bu gelenekten çok etkilenmiştim. Kitabı okurken bu geleneğin Şırnak'ta da olduğunu öğreniyorum.

İlham verici bir gezi olmuş. Gezmeyi, gözlem yapmayı seven özgür ruhlara iyi gelecek bir kitap.




Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...